Ocak 1995 | |
Ülkemizin içinde bulunduğu duruma değişik bir açıdan bakmayı öneriyorum. Felaket senaryoları kurarak reaksiyon göstermek yerine devletin ve yürütme organı hükümetin varoluş nedenlerini irdelemek gerekiyor.
Dernekler, kişilerin bir misyon çevresinde birleşip amaçlarına ulaşmak için kaynak yarattıkları (giriş aidatı ve yıllık aidatlar) ve bu kaynakları profesyonel kadro desteğinde (bürokrasi) yönetim kurulu aracılığıyla (hükümet) kullandıkları organizasyonlardır. Üyelerin misyona ve dernek amaçlarına bağlılıklarını sürekli kılmak aidatların düzenli toplanabilmesi için gereklidir.
Devlet, bilerek göç etmediğiniz takdirde, kendi kontrolünüz dışında gerçekleşen doğum olayıyla kendinizi bir üyesi olarak bulduğunuz toplumun toplu yaşamı olanaklı kılan organizasyonları yapmakla görevlendirdiği kurumlar topluluğudur. Harcamalar için gereken gelir, toplumun temsilcilerinin (meclis) değerlendirmesi sonucu belirlenen vergiler aracılığıyla sağlanır. Türkiye'deki mevcut yapısıyla temsili demokrasinin en büyük tehlikesi, harcamaları yapacak hükümetin, ne için ne kadar harcama yapılacağını kararlaştıran meclisin parçası olmasıdır. Harcamaların etkinliğini ve verimliliğini ölçen bir sistem de mevcut değildir.
Yönetim kurulunun toplanan aidat gelirlerini dernek amaçlarına uygun harcamadığı kararını veren bir dernek üyesi, tavrını aidatını ödemeyerek gösterir. Hükümetin toplanan vergi gelirlerini, toplumun ortak ihtiyaçlarını gidermek için başarısız bir şekilde kullandığına karar veren vatandaş vergi ödememe yolunu seçmektedir. Ödemediği vergi parasıyla hazine bonosu alarak hükümeti ve bürokrasisini (gecikmeli olarak kendisini !) faiz gideriyle de cezalandırmaktadır.
O halde, ülkede yaşanan sıkıntılar, hükümet ve ona destek veren bürokratların işine son verilerek giderilebilir.
|
M. Atilla Öner'in dünya ve Türkiye'de gündemdeki konular hakkındaki görüşleri
30 Mayıs 2013 Perşembe
AİDAT TOPLAYAN DERNEK, VERGİ TOPLAYAN DEVLET
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder